| Zafer Doğanbaş / Sitemiz en iyi Google Chrome ile görüntülenmektedir.| Site Kuralları | Facebook | Twitter | Ana Sayfam Yap!
Agustos Pembe 90 Image Banner 718 x 90
ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Haziran 2013 Cumartesi

kredi çeşitleri

KREDİ                                                 
PARA

Tüketicinin ödeme gücünün üzerinde olan satın alma işlemlerinin hemen gerçekleştirilebilmesi için, gerekli olan paranın birey veya kurumlara belli bir faiz oranı ile ödünç olarak verilmesine kredi denir.

                                                         KREDİ ÇEŞİTLERİ

Krediler genel olarak ikiye ayrılır. 1- Kısa vadeli krediler, 2- Uzun vadeli krediler.
1-     Kısa vadeli krediler:
           A- Kredi hesabı ve bütçe hesabı : Müşterilerin herhangi bir anda malı teslim alıp ayın sonunda bedelini ödemesidir. Bu ticaret kredisine benzer bir usuldür. Benzin istasyonlarının çoğu müşterilerine bunu uygular. Daha büyük iş yerleri bazen bütçe hesabı tutarlar. Bu usulde  aylık yapılan ödemeler karşılığında müşteri belli bir değere kadar olan malı alabilir.   
      Borçlu olduğu miktar bu değerin altına düştüğünde başka mallar da alabilir.
B- Kredi Kartları: Perakendecilerden  kredili satış yapmanın en çok rastlanan yolu kredi kartı kullanmaktır. Bu kartlar iki guruba ayrılır. Perakende satış yapan bütün mağazalarda kullanılanlar ve bazı mağazaların kendi adlarına çıkardıkları kredi kartlarıdır. İkisi de aynı iş için kullanılırlar. Kredi Kartları alışverişlerde formalite gerektirmemesi, para taşıma gereğini ortadan kaldırması, doğru kullanıldığında 8 haftaya kadar para kullanmadan alışveriş yapma imkanı vermeleri nedeni ile tercih edilirler. Dezavantajları da, faizlerinin yüksek olması ve kart sahibinin fazla tüketim yapma eğilimine girmesidir.
C- Charge (ödeme) kartlar : Bunlar kredi kartlarına çok benzerler. Kredi kartlarından iki bakımdan farklıdırlar.Birincisi yıllık aidatları yanında ilk girişte de bir ücret ödenir. İkincisi, çok kısa vadeli kartlardır hesabın her ay kapatılması gerekir. Örnekleri: Amerikan Expres , Diners Club kartlarıdır     
D- Çekle Alışveriş : Bu küçük çaplı alışverişlerde yararlı bir gayrı resmi ödeme türüdür. Çekler çeşitli ad ve unvanlarda , düzenli bir iş hacmine sahip ve geri ödemeleri toplama yetkisine sahip kurumlardan elde edilebilir. Örnek : Tüketici başlangıçta alınan borç karşılığında 50 bin lira ödeme yaparak 200 bin liralık bir çek alır, ve toplam 210 bin lira olacak şekilde 20 kez aynı miktarda ödemede bulunur. Bu çekle söz konusu düzenlemeye iştirak eden mağazalardan mal almakta kullanılabilir. Bunun müşteriler için yaratacağı maliyet fazla değildir. Bu düzenleme müşterilerin istedikleri malları daha resmi krediler için belge doldurma gibi bir sıkıntıya girmeden nakit paraları ile almalarına imkan verir.
Perakendeci topladığı çekleri çıkartan şirkete geri gönderir. Şirket de, diyelim % 2.5 iskontoyla çekleri üzerindeki değerden öder.Perakendecinin bu işten hoşnut olması için karındaki düşüşü telafi edecek kadar satışlarının artması gerekir.
2- Uzun Vadeli Krediler     
Bazen yukarıda anlatılan gayri resmi kredi türleri belli bir alımın gerçekleştirilmesi amacıyla belli bir kişiye verilmeyebilir.Müşteri de bunların varlığından haberdar olmayabilir, veya satıcı bu projeye bütünüyle katılmamış olabilir.
 Bu durumda müşteri daha resmi yapılı bir kredi anlaşması yapmak durumunda kalacaktır. Bu tarz krediyi anlatmak için genellikle veresiye satış terimi kullanılır. Bu  ifade veresiye alışverişin sadece birini oluşturduğu çok sayıda farklı düzenlemeyi içermektedir. Uzun vadeli kredi çeşitlerini gördüğümüzde anlaşılması daha kolay olacaktır.
A- Şartlı Satış Anlaşması : Mallar taksitler tamamlanıncaya kadar veya anlaşmadaki belirtilen diğer hususlar yerine getirilinceye kadar  satıcıda kalır. Esasında bir Endüstriye ekipman ve tesis alımlarında kullanılan bu usul, normalde kişisel tüketiciler için geçerli değildir.
B- Veresiye Satış Anlaşması . Mallar, kira döneminin sonunda, belirli bir miktar karşılığı satın alma imkanı da tanınacak şekilde kullanıcıya kiralanır.Tüketici bunları satın almak zorunda değildir. Ama satın almadığı durumlar da pek nadirdir. Dondurucular müzik aletleri gibi dayanıklı tüketim malları bu biçimde satılırlar. Bunun için gereken para ya mali kurumlar eliyle veya bizzat perakendeciler tarafından sağlanır. Asıl mesele son ödeme yapılıncaya kadar ürünün alıcısının mülküne geçememesidir.
C- Kredili Satış Anlaşması : Depozitin veya ilk taksitin ödenmesiyle ürün, beş yada altı taksitle onu almayı taahhüt eden alıcısının mülküne geçer. Satıcının herhangi bir güvencesi söz konusu olmadığı için bu tür anlaşma pahalı mallarda değil daha çok ikinci el mallarda uygulanır

14 Haziran 2013 Cuma

mal ve sistem

TEKEL SİSTEMİNDE FİYAT
sistem

           Mallar serbest rekabet şartlarında değil de tekelci firmalar tarafından üretildiğinde, talepteki bir artış her zaman üretim artışına neden olmayabilir.Üretimi yapan firmanın ekonomik imkanları, kapasitesi, uzun veya kısa vadeli üretim ve  kar planları, tekelin malın fiyatını kendi başına tespit etmesi neden olabilir.

                                         AHLAK ANLAYIŞI

Fiyatların piyasada oluşmasında ağırlıklı olarak ekonomik şartların durumu ile ilgili olan, satıcıların tutum ve davranışları da etkili olur. Bu durum toplumsal bir anlayışı ifade eder.
Toplumdan topluma değişebilir, toplumun hukuku, dini, örf ve adetleri, sosyal ilişkileri, fiyatlar üzerinde etkili olur. Zaman içinde ahlak anlayışı ekonomik durumu dikkate almayacak şekilde toplumda yerleşebilir.
 Toplumu oluşturan bireylerde “kamu bilinci”nin varlığı ve gelişmesi, bütün alanlarda olduğu gibi ekonomik alanda da kuralların sağlıklı yaşaması sonucunu doğurur.

 Ahlak anlayışının yerleştirdiği kurallar, genel ekonomik (global) kurallara aykırı ise toplum, ekonomik alanda dünyadan soyutlanma durumu ile karşı karşıya kalır. 

fiyat çeşitleri

FİYAT TÜRLERİ

fiyat
                                                            FİYAT

Fiyat : Bir malı satın almak için ödenmesi gereken para miktarı, ya da kişilerin bir mal için ödemeye hazır oldukları bedeldir.
Üretici açısından ilk fiyat  bir malın maliyetine ortalama karın eklenmesiyle oluşur. Piyasalarda fiyat oluşumuna  maliyetin yanında etki eden bir önemli faktör daha vardır. Bu, Arz talep kanunudur.
Arz – Talep  kanunu : Piyasaya sunulan bir malın miktarı ile o mala duyulan ihtiyaç arasındaki hassas dengeyi ifade eder. Kaba hatları ile şöyle açıklanabilir. Bir mal piyasada ihtiyaçtan daha az miktarda bulunuyorsa fiyatı artar. Bir mal piyasada ihtiyaçtan daha çok miktarda ise fiyatı azalır. Arz talep, fiyat mekanizması ile oluşur.
                                                                        


                                            FİYAT MEKANİZMASI

Fiyat Mekanizması: Fiyatlar, herhangi bir biçimde denetim altında tutulmadıkları sürece, mal ve hizmetler onları talep eden çok sayıda kişi arasında uygun bir şekilde dağıtılmış olur. Ayrıca üreticiler de  mal ve hizmete karşı gösterilen talebin şiddeti oranında farklı biçimlerde davranırlar. Kendiliğinden işleyen bu sisteme fiyat mekanizması denir.
            Bu mekanizma ile, fiyatlar piyasa tarafından serbestçe belirleniyorsa, malın arzının talebe eşitleneceğine inanılır.
            Bir malın piyasaya arz edilen miktarı talep edilenden fazla olduğunda, fiyatın düşmesi ve arzın azalmaması görülür. Buna karşılık, talep edilen miktar artar. Yeni bir fiyat düzeyinde miktarlar birbirine eşitlenir.
           Fiyatlar çeşitli mallara olan talebin tüketiciler ve üreticiler tarafından karşılaştırılmasına ve değerlendirilmesine imkan veren bir ölçü sistemi oluştururlar.
           Tüketici ve üreticilerin mal ve hizmetler ile piyasa şartlarına ait bilgileri yeterli değilse, kişilerin çıkarlarına en uygun biçimde davranmaları  ve fiyat mekanizması kaynaklarının  iyi kullanılması mümkün olmayacaktır.

            Ülkemizde özellikle tüketicilerin her geçen gün bu konuda daha çok bilinçlenmeleri, üreticilerin fiyat tespitlerini daha iyi ve doğru yapmalarını gerekli kılmaktadır.

dünya para türleri


                                               PARA ÇEŞİTLERİ

para
1- Altın ve Gümüş : Uzun bir zaman tedavülde kalan altın ve gümüş paralar değerli metal olduklarından kendi başlarına bir değerleri vardı.İnsanlar bu metalleri para olarak kabul etmekte tereddüt etmemişlerdir.
2- Adi Metaller : Altın ve gümüşün zamanla, arzında çıkan darlıklar ve küçük ödemelerin bu paralarla yapılamaması zorlukları karşısında bakır ,nikel gibi metallerin para olarak kullanılması gereğini doğurmuştur.
3- Kağıt Paralar :Bir zamanlar zengin tüccarlar altın ve gümüşlerini saklamaları için kuyumculara bırakıyor, karşılığında onlara bir belge veriyorlardı. Bu belge ile tüccar belli bir zamanda altın ve gümüşünün bir kısmını ya da tamamını kuyumcudan alıyordu.
Daha sonra kuyumcular kasalarındaki altın miktarını aşan miktarda belge düzenleyebileceklerini, bunu teminat olarak başkalarına verebileceklerini ya da başka biçimlerde kullanabileceklerini fark ettiler. Bütün tüccarlar aynı anda altınlarını istemediği sürece uygulamada güçlük çıkmıyordu. İşte bu belgeler kağıt paranın ilk şeklini oluşturdu. 
Kuyumcuların bastıkları belgeler ile altın karşılığı oranı yıllar içinde düştü ve banknotların hiçbir şekilde altın karşılığının bulunmadığı günümüze gelindi. Günümüzde bankaların çalışmaları da esas olarak bu sistemle yürümektedir.

Biz bu gün bu kağıtları başka insanların da bizim gibi kabul edeceklerine güvendiğimiz için kabul ederiz. Aslında devletin (merkez bankasının) piyasada bulundurduğu kağıt para miktarı kadar altın rezervi bulunur. Veya öyle olması gerekir                                            

paranın özelliği nedir

PARANIN ANLAMI

para
                                     PARANIN ÖZELLİKLERİ                          

1 - Kabul Edilirlik Özelliği  : Bir zamanlar paranın yalnız altın ve gümüşten yapılması maden olarak insanların ona sahip olma isteğini doğuruyordu. Daha sonra  bakır, nikel, gibi madenlerden ve kağıttan yapılması ile paranın genel kabul görmesi gereği doğmuştur. Yani bir toplumda  kullanılan para o parayı kullananların o paradan memnun olmaları ile süreklilik kazanır. Dolaşımdaki paraya güvenin azalması paranın değerinin kaybına neden olur.
Ender görülen bir durum olmakla beraber, paranın tümden değer yitirmesi de söz konusudur, sabah bir milyon olan ekmek akşama beş milyon olabilmektedir. Bu hiper enflasyondur.
2 - Değerin İstikrarı Özelliği : Üretimi ve malların dağıtımını kolaylaştırmak için parada istikrarın yani değerinin uzun zamanlar değişmemesi özelliğinin olması gerekir. Parada bu özellik bulunmadığı zaman ödemeleri erteleyebilme, özelliğini yitirir, fiyatlar yükselir. Buna karşılık paranın değeri düşer. Biz paranın bu özelliğini, enflasyon, devalüasyon kelimeleri ile tanıyoruz. Revalüasyon ( paranın kıymetinin artması) pek tanıdığımız bir kelime değildir.Ülkelerin mali – para politikaları revalüasyonu da gerektirebilir.
 3- Taşınabilirlik Özelliği : Bazı toplumlarda büyük taş parçaları, tuz, ve başka maddeler para olarak kullanılmıştır.Günümüzde alış verişlerimizi rahatça yapabilmemiz gereği vardır bu nedenle paranın rahatça taşınabilmesi gerekir.
4- Bölünebilirlik Özelliği: Küçük ödemelerin yapılabilmesi için paranın bölünebilirlik özelliğinin olması gerekir. Altın parada bulunan bu mahzur, bakır, nikel paralarla giderilmiştir.
5 - Ömürlü  Olma Özelliği : Eğer para bir zenginlik biriktirme aracı olarak kullanılıyorsa uzun ömürlü olması , bozulmaması gerekir. Örnek : canlı hayvanların para olarak kullanıldığı toplumlarda hayvanın yaşlanması veya ölmesi zenginliğin azalması , yok olması anlamına gelecektir.

6 - Tek Biçimlilik Özelliği : Genellikle paranın tek biçimli olması gerektiği üzerinde fikir birliği vardır. Aksi halde her birimizin parasının kendimize özel şekillerde olması paranın kullanılabilme özelliğini ortadan kaldırırdı.

para nedir ne işe yarar


PARANIN ÖNEMİ

para
                                                   PARANIN İŞLEVLERİ

Paranın işlevlerini kavrayabilmek için bir an için yaşadığımız toplumda ve dünyada paranın olmadığını düşünelim. Karşılaşacağımız problemler bir, bir kendiliğinden sıralanacaktır. Cebinde hiç parası olmayan birinin düşündüğü pek çok şey yanında hatırlaması gereken bir konu da; cepteki veya hesaptaki  para miktarının varlık sebebi; “emek”tir. Yani herkesin sahip olduğu para miktarı, harcadığı emek miktarıdır. Ya da doğrusu budur. Buradan paranın işlevlerine geçelim;
1 – Para bir değişim aracıdır: Piyasadaki mal ve hizmetlerin en kolay şekilde el değiştirmesi görevini yapar.
 Emeğimizin karşılığını alırken yaşanacak zorluktan, günlük alışverişe kadar hemen her durumda çaresiz kalınacaktı.Şöyle ki :  Bilgisayar üretiminde çalışıyoruz, Para olmadığı için ücretimiz bize bilgisayar olarak verilse, ihtiyacımız olan gıda ve birkaç kitabı bulmak için kendilerinde fazla gıda ve kitaplar bulunan kişileri bulmamız gerekiyordu. Bu örnekle her insanın ihtiyacını karşılamak için takas sistemini kullanmamız gerekirdi ki bu da ilkel toplumlarda kullanılmıştır.
2 – Para bir değer ölçüsüdür: Mal ve hizmetler arasında değişim oranının belirlenmesinde para “en gerçeğe” yaklaşma imkanı sağlar. Üstteki örneğimize devam edersek; Bizden bilgisayar alıp gıda ve kitap verecek kişiler bulduk, kaç bilgisayara, ne kadar gıda ve kitap değiştirilirse doğru yapılmış olur sorusunu cevaplamak zor olurdu. Demek ki para ile mal ve hizmetlerin  gerçek değeri genelleştirilerek daha kolay bulunuyor.
3 – Para servet biriktirme aracıdır: Üretilen malların tüketilmeyen kısımlarının biriktirilmesi kolaylığı sağlar. Aynı örneğimizle, uzun yıllar çalıştığımız işyerimizden elimizde yüzlerce bilgisayar kalsa bunları nasıl değerlendirirdik ? Ya da  bir meyve üreticisi meyvelerini ne yapacaktı ? Her ne kadar yastık altında saklanan paranın değeri düşecekse de ikisi aynı şey değildir. Gerçek paranın, özellikleri içinde istikrarlı olması da vardır o halde enflasyonu göz önünde bulundurmayacağız. Diğer bir deyişle yok sayacağız. Şöyle ki takas ekonomisinde de arz yetersiz olursa fiyatlar yükselecektir. 

4 – Para ödemeleri erteleme Aracıdır: Ticari hayatın devam etmesi için ödemeler hemen yapılamamaktadır . Ödemelerin ertelemesi de, çek, senet, gibi kağıtlarla (para) üzerinden sağlanmaktadır.Çekle senetle veya taksitle satışlar para olmasaydı mümkün olmayacaktı.

üretim ve sermaye

ÜRETİM OLUŞUMU

üretim
                                     ÜRETİM ELEMANLARI

Günümüzde birçok eleman bir araya getirilerek üretim yapılabilmektedir.Ancak üretime katılacak genel elemanları şu şekilde sınıflandırmak mümkündür.
            1 – Tabiat; (Doğa) : Yer altı madenleri, gazlar, kömür, petrol, topraktan elde edilen bitkiler, ormanlar, denizler, gibi bütün yer altı ve yer üstü zenginlikleri tabiatı ifade ederler.
2 –Emek; (İnsan gücü) Emek insanın fiziki gücünü, beyin gücünü ve yeteneklerini ifade eder. Fiziki güçle beyin gücü insanlarda farklı  derecelerde bulunur. Yetenekler doğuştan geldikleri gibi eğitimle  geliştirilirler. Üretimin diğer elemanları ne kadar önemli olursa olsun, üretimde makineleşme ne kadar ilerlerse ilerlesin, temelde insanın zeka ve yetenekleri vardır.Bu nedenle üretim elemanlarına etkinlik kazandıran insan gücüdür.
3 –Sermaye; (Kapital) İnsanlar ürettiklerinin hepsini tüketmez, bir kısmını daha sonra yapacakları üretimler için ayırırlar. Bu nedenle sermaye, emeğin birikmiş şeklidir diye ifade edilir.
Örnek . Yaptığı işten kazandığı paranın tamamını harcamayıp bir kısmı ile, yaptığı işe ait bir makine satın alan kişinin, satın aldığı bu makine sermayedir.
Bu nedenle sermaye denince akla sadece para gelmemelidir.Üretimde kullanılan binalar, makine ve takımlar, malzemeler, üretimin teknolojisi, üretimde kullanılacak değerli formüller, çizimler, sermayedir.
4 –Girişim; (Teşebbüs)  Üretimin elemanlarından Tabiat, İnsan gücü ve Sermaye varsa, üretim yapmanın şartları oluşur. Üretim  elemanlarını organizeli olarak bir araya getirip, birtakım riskleri kayıpları göze alarak üretim faaliyetini gerçekleştiren kişi veya kişilere girişimci. Bu işin yapılmasına  da girişim denir.
Girişimcinin üretim yapacağı üretim alanında bilgi sahibi olması, insanların talep ve ihtiyaçlarını iyi sezmesi gerekir. Bu bakımdan üretim için girişim ve girişimci çok önemlidir. Yoksa toplumdaki birikmiş emeğin (Sermayenin) tümü üretime dönüşürdü.

     Biriken emeğin tümü üretime dönüşmediğine göre, girişimciliğin önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Şurası da bilinmeli ki toplumlar – gruplar girişimcilik ruhuna az veya daha çok sahip olabilmektedir. Amerikalılar, Kayserililer, ve çevremizdeki bazı köy isimleri dahi bu konuya örnek olabilmektedir. Bir toplum veya grubun daha çok üretici olabilme özelliği tesadüfen ya da yaratılıştan olan bir özellik değildir. O toplumun gerçek ekonomik çıkışı üretimde bulması ve birbirlerini örnek alarak, dayanışmaları ile mümkün olmaktadır.  

ekonomiyi kavramak

EKONOMİYİ ANLAMAK

ekonomi
                EKONOMİNİN (TERİMLERİ) TEMEL KAVRAMLARI

 İhtiyaç : Ekonominin tanımında geçen “ihtiyaç” ekonominin uğraşı alanlarını da belirten bir kavramdır. İhtiyaçlar bir eksiklikten doğar  ve bu eksikliği gidermek için istek uyandırırlar. İnsan ihtiyaçları çok çeşitlidir. Bir an için her birimizin ihtiyaçlarını düşünürsek, hemen uzun bir liste çıkarmak mümkündür. Elimizde olduğunu varsaydığımız ihtiyaç listemizin çok büyük bir kısmının para karşılığı giderilebileceğini görürüz. Acaba bu ihtiyaç listesinde genel bir sınıflandırma yapmak mümkün müdür ? Bundan önce ihtiyacın tanımını yapalım.
İhtiyaç : Kişinin organizma ve düşünce alanında eksiklik duyduğu  her şeydir. İhtiyaçlar ikiye ayrılır
1 – Birincil  ( Temel) ihtiyaçlar, barınma, yiyecek, giyecek, soluma gibi 
2 -  İkincil    ( Diğer ) ihtiyaçlar, sosyal ihtiyaçlar, arkadaşlık, statü, estetik,gibi.
           Mal : İnsan ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan, para ile veya başka bir ekonomik değerle değiştirilebilen maddelere mal denir. Malın iki önemli özelliği, kıt olması ve değiştirilebilir nitelikte olmasıdır.
           Hizmet: İhtiyaç giderme bakımından mala benzeyen ancak değiştirilme özelliği olmayan faaliyetlerdir. Malın imal edilmesi, hizmetin sunulması söz konusudur. Avukatlık, Doktorluk, Öğretmenlik, Yolcu taşımak, saç kesmek gibi.
           Kıymet: Bir malın ekonomik değerine denir. Az bulunan mallar kıymetlidir, Örnek Altın her yerde kıymetlidir, su bir nehir kenarında ucuz, hatta bedava, çölde ise altından daha pahalıdır. Demek ki malın değeri azlığı ve çokluğu ile ilgilidir bu da yere göre değişebilir.
           Fayda ekonomi dilinde: Mal ve hizmetlerin insan ihtiyaçlarını karşılama niteliğini arttırmaktır. Fayda genel anlamı ile iyiliği çağrıştıran bir kelimedir.
              Örnek: Faydayı bir masa üretimi ile anlatalım. Masa ile ilgili “fayda” kavramı,   orman işçi ve mühendisinin çalışması ile başlar. Sonra sıra ile, keresteyi masa haline getiren mobilyacı faydayı yükseltir.  Bu masayı alıcısına ulaştırmak için bir şehirden başka bir şehre taşımak faydadır. O şehirde malı satmak faydadır, mal satıldıktan sonra şehir içi nakliyatçısının masayı kullanıcısının evine götürmesi faydadır. Şöyle ki masa üretildiği yerden kullanıldığı yere kadar gidebilmesi için çeşitli aşamalar geçilmiş ve masa, en faydalı haline (kullanıldığı için ) ev’de gelmiştir. Bu örneklerden KDV ile bir bağlantı da kurabiliriz.  Bu faydaları isimlendirmek gerekirse,
            Fayda çeşitleri : Üretim faydası, yer faydası, mülkiyet faydası, gibi faydalar ortaya çıkmaktadır.
            Servet : İnsanların sahip oldukları ekonomik ve sosyal değeri olan her şey servettir.
 Halk dilinde servet sahip olunan menkul gayri menkul mallar anlamında ise de Ekonomi’de servet bundan daha geniş anlamdadır. Şöyle ki: Bir iş hanı nasıl servet ise, bir işletmede bulunan teknik makineler de servettir. Bir kuyumcunun ya da berberin el becerisi de, bir tiyatrocunun oyunculuk gücü, hüneri de servettir.

            Ekonomik alana ait şimdiye kadar sıraladığımız, tanımaya çalıştığımız terimler, Mal, Kıymet, İhtiyaç, Servet, Fayda, ve daha bir çok terim birbiri ile ilişki ve etkileşim içindedir.

ekonomi halkçılık

HALKÇILIK MİLLİYETÇİLİK

ekonomi
Ekonomide halkçılık günümüzde ekonomik faaliyetler üretim biçimlerinin değişmesinden  ve insan ilişkilerinden dolayı daha önemli hale gelmiştir. batı ülkelerinde kapitalist ekonomik sistemlerin gelişmesi servetin tek elde, bazı kişilerde, toplanmasına neden olmuştur. böyle olunca halk yığınları ekonomik bakımdan sıkıntıya düşmüş, emekleri ile geçinenler toplum içinde zorluklar çekmişlerdir. bu nedenle ekonomiye halkın yaşam standardını yükseltmek amacıyla yeni bir bakış acısı getirilmiş sosyal güvenlik gelir dağılımının iyileştirilmesi iş güvenliğinin sağlanması çalışanların haklarını aramalarının yasalarla sağlanması çalışanlara yönelik dinlenme sağlık ve diğer yaşamın gereği olan hakların sağlanması yine yasal  güvencelere bağlanmıştır. sektör farkı gözetmeksizin çalışanlara mesleklerine ait ucuz finans sağlanması mesleklerinde kalifiye olabilmeleri için eğitim görebilmeleri halkçılığın gereği olarak yapılan uygulamalardır.  
Ekonomide milliyetçilik milli gelir toplumda yapılan üretimle elde edilen toplu farklılıkların fert başına düşen miktarıdır. milli geliri yüksek olan toplumların fertleri refah içinde yaşarlar. bu nedenle kişilerin çalışıp ürettikleri oranda toplumun ve fertlerin  milli geliri yükselir. üretilen malların iç pazarda tüketilmesi ekonomik açıdan yersiz bir faaliyet olup milli geliri yükseltmede yetersiz kalır. bu nedenle malların dış pazarlara satılması , yani ihraç edilmesi gerekir. bir malın ihraç edilebilmesinin önemli iki şartı  malın kaliteli ve ucuz olması ile ülkenin uluslar arası satış kabiliyetinin olması gerekir. ayrıca bu ülkenin pazarında kendi ürettiği malları tercih etmesi yani diğer bir deyimle yerli malı kullanılması ekonominin ülkenin diğer ülkelerle rekabetini yükseltir. 
Ekonomide Milli Devlet: Tarihten günümüze devlet anlayışları farklılıklar göstermektedir.Bunlar, eski devlet anlayışı ile modern devlet anlayışıdır. Eski Devlet anlayışına göre devletin görevi asayişi sağlamak, halkın geçimi için fetihler yapmaktır. Günümüzde bu şekli ile devam eden devletler yoktur. Modern devlet anlayışına göre; Devlet halkın yaptığı bir organizasyondur ve halkın eğitiminin yükseltilmesinden, sağlığından, adaletin eşit ve çabuk dağıtılmasından, gelir dağılımının adil olmasından,alınan kararlarda halkın söz sahibi olmasından öncelikle sorumludur. Bu görevleri üstlenen devlet önceleri, her türlü ekonomik faaliyetler içinde bulunur, Kamu sektörü de denilen devlet sektörü eli ile ekonomiyi  düzenlerdi. Artık günümüzde devletin görevi her türlü ekonomik faaliyeti özel sektöre devrederek, devletin öncelikli görevi olan Sosyal Devlet niteliklerini öne çıkararak  halkı  mutlu etmektir. Halkın Eğitim Sağlık gibi ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanabilmesi için Milli gelirin yükseltilmesi, Global hale gelen Uluslar arası ekonomik faaliyetlerde verimli davranmak, çağın gereklerine uyum sağlayabilmek çok önemli  unsurlar haline gelmiştir. Artık uluslar arası alanda güçlü olan ülkeler diğer ülkeleri savaş yerine ekonomik faaliyetlerle bağımlı hale getiriyorlar. Bu nedenle toplum içindeki dayanışma, iş bölümü ve planlı üretim ekonomiyi iyileştiren hususlardır. Yer altı ve yer üstü kaynaklarının dışa satımında, hammadde yerine mamul madde satanlar, kaynaklarına sahip olmayı bilenler daha çok kazanıyorlar. Örnek: Tonlarca bor madeni satmak bize az kazandırır. Ama bor dan elde edilen yüzlerce üründen, teflon iletişim kabloları  vs. satmak karı binlerce kat arttırır. İşte milli ekonominin görevinden anlaşılması gereken, her şeyi devletin üretmesi değil her şeyin verimli üretilmesidir.